22 Aralık 2009 Salı

Yılın en güzel maçları!


2009'un (Takvim yılı olarak 2009'dan bahsediyorum; tüm olarak bir snooker sezonundan değil...) büyük turnuvalarında neler olup bittiğini bir önceki yazıda hatırlatmaya çalıştık... 2009-2010 sezonunun başlamasıyla birlikte eski formundan uzak görünen oyuncular (Stephen Maguire, Mark Selby,vs.), formunun zirvesine çıkan oyuncular (Ding Junhui, Liang Wenbo, vs.) ve başta John Higgins olmak üzere istikrarını koruyan isimler oldu. Snooker'ın 3 büyük turnuvasını farklı farklı isimler kazandı (Masters'ı Ronnie, UK'i Ding ve Dünya Şampiyonluğunu Higgins olmak üzere). Özellikle de bu 3 büyük turnuvada unutulmaz maçlar oynandı. Belki de yıllarca hafızalardan silinmeyecek geri dönüşler, decider'a giden maçlar... İşte ilk akla gelenler...

John Higgins:13-Mark Selby:12 (Dünya Şampiyonası çeyrek finali): John Higgins, kariyerinin üçüncü dünya şampiyonluğunu kazanırken adeta öldü öldü dirildi turnuva boyunca. Son-16'da Jamie Cope karşısında 12-10 yenik duruma düşen, sonrasında 3 frame'i de kazanarak 13-12 ile çeyrek finale kalan Higgins, bu turda da zor anlar yaşadı. Son 2 frame'e girilirken 12-11 Mark Selby öndeydi ve Higgins'in 2 frame'i de kazanması gerekiyordu artık. Bu maçta öyle bir decider oynandı ki... Toplar iki kere yeniden dizildi, gerilim had safhadaydı. Ve sonunda galip gelen Higgins oldu.


Neil Robertson:6-John Higgins:5 (Grand Prix yarı finali):
Sene boyunca karar frame'ine giden birçok üst düzey maç oynayan Higgins, Grand Prix yarı finalinde Neil Robertson'a yenilmekten kurtulamadı. Senenin belki de en kaliteli oyununun oynandığı maç sonunda Robertson adını finale yazdırdı.
Son frame'de 48-36 önde olan Higgins, çok kolay bir pozisyonda olan son kahverengiyi kaçırınca, oturduğu yerden rakibinin kahverengi, mavi ve pembeyi pot yapışını izlemek zorunda kaldı. Robertson gibi hızlı oynayan bir oyuncu bile bu vuruşları uzun uzun düşünerek yaptı. Banda yakın duran siyaha pozisyon alamayan Robertson, beyazı aslında bırakmak istediği yeri parmağıyla işaretleyerek izleyenleri ve Higgins'i güldürdü. Siyahı pot yapanın kazanacağı maç, tarafların karşılıklı olarak yaptığı nefes kesen iki vuruş sonunda Robertson'a gitti.


John Higgins:9-Ronnie O'Sullivan:8 (UK yarı finali): İşte senenin, hatta son senelerin en nefes kesici maçı! En iyi 17 frame üzerinden oynanan maçın 11. frame'i başlarken John Higgins 8-2 öndeydi ve Ronnie'nin artık kalan 7 frame'i de kazanması gerekiyordu. Ronnie yıllar önce, 1997'de Stephen Hendry karşısında da 8-2 geriye düştüğü halde 8-8'i yakalamış, fakat karar frame'inde 147 yapan Hendry, O'Sullivan'ın bu çabasını boşa çıkarmıştı. Tarih tekerrür etti, Higgins karar frame'iyle galip geldi. Ronnie ise snooker bularak lehine çevirebileceği masaya gelmeyerek izleyenleri şaşırttı. Karşılaşma, ortaya koyulan mücadele kadar, Ronnie'nin 13. frame'de yaptığı ilginç faul sonrasında yaşanan kural tartışmasıyla da hatırlanacak.


Benzer beyhude geri dönüşler Dünya Şampiyonası yarı finallerinde de yaşandı. İki genç oyuncu Neil Robertson ve Mark Allen, iki eski dünya şampiyonu John Higgins ve Shaun Murphy karşısında geri dönüşlere imza attılar ama her ikisi de final için yeterli olmadı. John Higgins karşısında skoru 13-3'ten 15-12'ye kadar getiren Allen, maçtan 17-13 yenik ayrılırken; Neil Robertson da 14-7 geriye düştüğü maçta, Shaun Murphy karşısında 14-14'ü buldu ama son 3 frame'i kaybederek geri dönüşünü tamamlayamadı.


Geride kalmak üzere olan 2009'un ardından, aklımıza ilk gelen maçlar bunlar oldu. Sizler de yorumlarınızla bu listeye katkıda bulunabilirsiniz...

4 yorum:

Sheed on 22 Aralık 2009 19:27 dedi ki...

bu üçü diğerlerinden çok ayrılıyordu tabi de masters'daki o'sullivan-selby ve maguire-robertson maçları da akıllarda kalacak uzun süre.. crucible'dan da cope-higgins ve mark'ı seven biri olarak allen-o'sullivan listeme girerdi..

Emre Yürüktümen on 22 Aralık 2009 19:45 dedi ki...

Masters finalinde de Ronnie 7-5 geriden gelip almıştı. Mark'ın Crucible'daki çıkışı da harikaydı evet.

ronnie on 22 Aralık 2009 19:55 dedi ki...

şu anda herkesin için bir crucible laneti var !

Ancak john Higgins için de bir kahverengi lanetinin de olduğunu söyleyebilirim. hem robertson a karşı (Grand Prix) hemde uk finalinde ding'e karşı iki kahverengiyi de kaçırdı ! John Higgins tabikide çok iyi bir oyuncu fakat böyle kritik durumlarda çok kolay potları bile kaçırabiliyor...

Emre Yürüktümen on 22 Aralık 2009 20:16 dedi ki...

Hahah evet kesinlikle! Kahverengiler:)

Yorum Gönder

 
Snooker Türkiye Copyright © 2009 Blogger Template Designed by Bie Blogger Template