29 Aralık 2009 Salı

Hendry 8 Ocak'ta Belçika'da!

Stephen Hendry'nin, Kurt Deklerck ve Luca Brecel ile birlikte katılacağı gösteri maçlarından daha önce bahsetmiştik. Söz konusu organizasyonun tarihi 8 Ocak Cuma olarak açıklandı. Isabelle Jonckheere, Kurt Deklerck ve Luca Brecel gibi yerel Snooker ve pool oyuncularının katılacağı ve Club Brugge'ün girişimiyle düzenlenen organizasyonun en büyük yıldızı, elbette, 7 kez dünya şampiyonu olmuş Stephen Hendry!

Dünya Tekerlekli Sandalye Snooker ve Pool Şampiyonaları'nda defalarca şampiyon olmuş Kurt Deklerck ve henüz 14 yaşındaki yıldız adayı Luca Brecel'in, kendi evleri Brugge'de "The Legend" (Efsane) karşısında neler yapacakları büyük merak konusu. Bunların yanında, geceye, Belçika futbol dünyasından transfer edilen ilginç konuklar da var: Brugge'lü golcü Wesley Sonck, emekli kaleci Dany Verlinden, emekli forvet Marc Degryse gibi!

Renkli geçmesi muhtemel bu gece hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşabilmeyi umuyoruz... 14 yaşındaki büyük yetenek Brecel hakkında fikir sahibi olmak isteyen snooker-severler ise aşağıdaki videoyu izleyebilirler...



Ding, bahislerde de yükseliyor!

2009 yılı Çinli Ding Junhui için mükemmele yakın geçiyor; özellikle de yeni sezonun sürdüğü ikinci yarısı. Ronnie O'Sullivan'ı mağlup ederek* kazandığı 2006 Northern Ireland Trophy zaferinden sonraki 3 yıllık sessizliğini 2009 UK Championship zaferiyle bozan 22 yaşındaki Ding, finalde mağlup ettiği John Higgins de dahil olmak üzere, "UK" boyunca dünya sıralamasının ilk 5'inden tam 4 oyuncuyu üst üste yenmeyi başarmıştı. Bu zaferle hem geçici dünya sıralamasında 6.'lığa kadar yükselen hem de 100 bin Pound'luk para ödülüne sahip olan Ding, bahis şirketlerinin de yeni gözdesi olmuş durumda!
Örneğin; Sky Bet tarafından Dünya Şampiyonası'nın 3 numaralı favorisi olarak gösteriliyor genç Çinli. 9/1'lik oranla, Ronnie O'Sullivan (7/2) ve John Higgins'i (9/2) takip eden Ding, şampiyonaya kadar belki daha da yükseltecek bu oranı. Sky Bet'ten Andy Thorp da Ding'in çıkışı hakkında, "Ding, Britanyalı olmayan oyuncular arasında gelmiş geçmiş en başarılı olanı ve artık katılacağı her turnuva için şampiyonluk adaylarından biri olarak görülmeli!" diyor. Sky Bet, 2010-11 sezon sonu dünya sıralaması için de Ding'e bir hayli şans tanıyor: 7/2! Bu sezon içinde bir başka turnuva kazanmasına ise neredeyse kesin gözüyle bakılıyor: 6/5!

Sezonun ilk 3 sıralama turnuvası olan Shanghai Masters, Grand Prix ve UK'de üstün performanslar gösteren Ding, Shanghai'da çeyrek final görmüş, Grand Prix finalinde Neil Robertson'a kaybetmiş, UK'de ise Higgins'i yenerek şampiyon olmuştu.

*Söz konusu turnuvanın yarı finalinde Dominic Dale'le karşılaşan Ronnie, bir dünya rekoruna imza atmıştı. En iyi 11 frame üzerinden oynanan maçta Dale'i sadece 53 dakikada mağlup eden 'Rocket', finalde ise Ding'e 9-6 mağlup olmuştu.

27 Aralık 2009 Pazar

Barry Hearn'den "dart" formülü...

WPBSA'nın (World ­Professional Billiards and ­Snooker Association) çiçeği burnundaki başkanı Barry Hearn, Snooker'ın geleceği ve yaratmak istedikleri model hakkında Daily Star'a açıklamalar yaptı. Aynı zamanda 2001 yılından bu yana Dünya Dart Birliği'nin (Professional Darts Corporation-PDC) de başkanlığını yapan Hearn, snooker camiasının, oyunun daha yaygınlaşması için bel bağladığı isim oldu. Hearn, başta John Higgins ve Ronnie O'Sullivan olmak üzere neredeyse tüm oyuncuların desteğini alarak başkanlığa geldi. Jimmy White, "Birşeyler değişecekse bunu ancak Barry başarabilir" tarzında iddialı laflar etti. Aradan geçen kısa süreye rağmen, Hearn etkileri de hissedilmeye başlandı. Örneğin resmi yayın organı World Snooker, 6 Reds ve ONEFORSEVEN gibi alternatif turnuvalardan da haberler vermeye başladı. Zaman geçtikçe Hearn'ün hayalindeki model hakkında daha ayrıntılı bilgilere ulaşıyoruz. 61 yaşındaki ünlü spor adamı, "Snooker için 'dart formülü'nü uygulamak istediklerini" açıkladı.

Hearn'ün, Snooker'a, dart sporunu ayağa kaldıran etkinlik havasını katmak istediği zaten biliniyordu ve tahmin ediliyordu; Hearn'ün bu göreve getirilme nedeni bu zaten başlı başına. Hearn sık sık, Snooker'ın en parlak zamanları olan 80'lerin havasını geri getirmek istediğini de tekrarlıyor.

Sporun öncelikli amacının insanları eğlendirmek olması gerektiğini ve önümüzdeki 3 ay boyunca da bunun üzerine çalışacaklarını vurgulayan Hearn, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Elbette ki Snooker'ın özünde yer alan, değiştiremeyeceğiniz şeyler var ama gerisi bir miktar sıkıcı. Birçok planım var. Oyunun yeniden canlandırılmaya ihtiyacı var. Dart tabiriyle söylemek gerekirse, oyuncuların oche'a (dart atışlarının yapıldığı çizgi) daha fazla gelmeleri ve seyircilerle daha yakın temas halinde olmaları gerek."

Hearn bunların yanında, yeni bir izleyici kitlesini bu spora bağlayabileceği tek frame'lik ya da "En iyi 3 frame" üzerinden yapılacak kısa maçlar da planlıyor:
"Dışarda oyunun daha çabuk sonuçlanmasını ve kısa yoldan eğlenceye ulaşmayı bekleyen genç bir izleyici kitlesi olduğunun farkına varmalıyız. Büyük organizasyonların yapılarını bozmaksızın, bunlara ek olarak daha kısa formatlı turnuvalar peşindeyiz. Sanırım, daha fazla seks, içki ve rock'n roll istiyorum!"
"Herkesin eğlenmeye ihtiyacı var; oyuncular gülümsemiyorlar bile. Elbette, her şeyi olduğu gibi kopyalayamazsınız. Her sporun kendine has özellikleri vardır. Dart, son 5 senede inanılmaz başarılara ulaştı ama yine de olduğu gibi başka bir spora transfer edemezsiniz. Bunun yerine, organizasyon konusunda çeşitli örnekler alınabilir. Oyuncuların da karakterleri var ama kimse haklarında birşey bilmiyor. Hepsi çok iyi çocuklar ama onlardan yansıyan görüntü hep çok donuk. Seyirciyle daha sıcak bağlara ihtiyacımız var, bu konuda 'dart'tan birşeyler öğrenebiliriz."

Snooker'ın şu halini gözönünde bulundurduğumuzda; gürültülü bir ortam, oyunculara eşlik eden güzel mankenler, danslı müzikli eğlencelerle bir miktar(!) tezat gibi görünüyor! Bakalım Hearn kafasındaki modeli oturtabilecek mi? Daha da önemlisi, bu model Snooker için hayırlı olacak mı?

25 Aralık 2009 Cuma

China Open eleme turları eşleşmeleri...

29 Mart-4 Nisan arasında Çin'in başkenti Pekin'de 13.'sü düzenlenecek China Open'ın eleme turlarındaki eşleşmeler belli oldu. 2-5 Şubat tarihlerinde Pontin’s Prestatyn'de yapılacak eleme maçları sonrasında, ana tabloda yer almaya hak kazanacak diğer oyuncular da belirlenmiş olacak.

Turnuvaya eleme maçı oynamadan doğrudan katılacak 16 oyuncu şöyle: Peter Ebdon, John Higgins, Ronnie O’Sullivan, Stephen Maguire, Shaun Murphy, Allister Carter, Ryan Day, Mark Selby, Marco Fu, Neil Robertson, Stephen Hendry, Mark Allen, Joe Perry, Ding Junhui, Mark Williams ve Mark King.

Eleme turu kuraları sonucunda olası ilginç eşleşmeler de ortaya çıktı. Özellikle de olası Ken Doherty-Graeme Dott eşleşmesi heyecanlı geçecek gibi. Geçtiğimiz senenin sürpriz yarı finalisti Stuart Pettman da şansını sürdürmek için David Roe ve Matthew Stevens gibi isimleri geçmek zorunda. Masters Wildcard'ını kapan Jimmy White da geçtiğimiz sene Ding'i eleyen bir diğer Çinli Xiao Guodong, 6 Kırmızı Dünya Şampiyonu Mark Davis ve Stuart Bingham'ı sırayla devirmek zorunda kalacak.
Geçtiğimiz sene yapılan turnuvayı, finalde John Higgins'i 10-8 mağlup eden Peter Ebdon kazanmış ve 52 bin Pound'un sahibi olmuştu. Bu, Ebdon'ın 2006 UK'den sonra kazandığı ilk sıralama turnuvası olmuştu.

2010 China Open'ın eleme turlarındaki eşleşmelere buradan bakabilirsiniz.

24 Aralık 2009 Perşembe

Gelecek "1 Numara" kim olacak?

Resmi dünya sıralamasının ilk 3 sırasında Ronnie O'Sullivan, Stephen Maguire ve Shaun Murphy var. Fakat geçici sıralamaya göre bu 3 oyuncu da yerlerini kaybetmiş durumdalar. Özellikle de formsuz ve sakatlıklarla boğuştuğu bir dönemi geride bırakmaya çalışan Stephen Maguire ikincilikten yedinciliğe kadar düştü. Yükselişe geçenler ise geçici sıralamada en üst basamağa yerleşen John Higgins, üçüncülüğe çıkan Neil Robertson ve altıncılığa tırmanan Ding Junhui. Higgins, rakipleriyle puan farkını da bir hayli açtı; şu an için en tepede gayet rahat görünüyor.
Peki, bir sonraki "Dünya 1 Numarası" kim olabilir? Hollanda'da yayın yapan bir internet sitesi, okuyucularına, "Kariyerinde hiç 1 numaraya çıkmamış oyuncular arasında bu ünvana en yakın oyuncunun kim olduğunu" sormuş. Bu konuda ilk akla gelen cevaplar elbette eski dünya şampiyonu Shaun Murphy, eski günlerinden uzak olsa da büyük bir potansiyele sahip Stephen Maguire, bu sezonun parlayan yıldızı Ding Junhui ve geleceğin dünya şampiyonu gözüyle bakılan Neil Robertson... Bu listeye Mark Allen, Mark Selby ve şimdilik beklentilerin çok uzağında olsa da Judd Trump eklenebilir.

Hollandalı snooker-severler bu ünvana en yakın isim olarak Neil Robertson'ı belirlemişler. Bu konuda en sağlıklı referans, oyuncuların 2009-2010 sezonunda aldıkları puanlar olabilir. Sadece bu sezon alınan puanlarla (yani sezonun ilk 3 sıralama turnuvası olan Shangai, Grand Prix ve UK göz önünde bulundurulduğunda) bir sıralama oluşturulsaydı ilk 5 şöyle olurdu:
  1. Ding Junhui: 17,100
  2. John Higgins: 15,360
  3. Ronnie O'Sullivan: 14,780
  4. Liang Wenbo: 11,560
  5. Neil Robertson: 11,020
Sanırım, bu sıralama daha aydınlatıcı olacaktır. Ding'in son dönemdeki üstün formuna baktığımızda, ben kişisel olarak, Hollandalı arkadaşlarımıza katılamıyorum- üstelik de en fazla puanı veren dünya şampiyonası henüz oynanmamışken. Ünvana en yakın gösterilen Neil Robertson geçtiğimiz seneki dünya şampiyonasında ufak çapta bir patlama yaptı yarı finale ulaşarak. Bununla beraber, Ding henüz sırasını savmadı ve önümüzdeki Dünya Şampiyonası'na çok iyi hazırlanacağını tahmin etmek zor değil. İyi kuraların da yardımıyla en azından bir yarı final oynamak isteyecektir.

Bu sıralamada dikkat çeken bir diğer isim de Ding'in vatandaşı Wenbo. Henüz bir sıralama turnuvası kazanamamasına rağmen her turnuvada turlar geçen, puanları toplayan Wenbo, geçici sıralamada da hızla yükseliyor; 12.'ciliğe kadar geldi. Bu istikrarını sürdürürse daha da üst sıraları zorlayacağı kesin.

Neil Robertson da sürekli geliştirdiği oyunuyla elbette çok büyük bir aday. Geçici sıralamada Higgins'le arasında 13 bin puan var. Grand Prix finalinde ise Ding'i 9-4'lük skorla geçtiği unutulmamalı. Aynı şekilde Shaun Murphy ve Stephen Maguire gibi iki büyük oyuncu da bu ünvana yakınlar şu anki durumları ne olursa olsun. Kimse ikisinden birinin dünya şampiyonu olamayacağını söyleyemez, zira Shaun Murphy eski bir dünya şampiyonu (2005) zaten...

İşin içinden çıkmak çok kolay değil ama Ding'i daha yakın görüyorum 1 numaralığa. Her şeye rağmen, hatırlatmakta fayda var: Şu an için geçici sıralama 1 numarası Higgins, çok büyük farkla önde ve yerini de yakın zamanda kaybedecek gibi görünmüyor...

22 Aralık 2009 Salı

ONEFORSEVEN'ın ardından...

İlk kez düzenlenen ONEFORSEVEN organizasyonu keyifli anlara ve güzel mücadelelere sahne oldu. Cardiff izleyicisi, önce John Higgins'in yorgunluk nedeniyle turnuvadan affını istemesiyle burkuldu. Ardından Graeme Dott ve Barry Hawkins'in hava muhalefeti nedeniyle, Jimmy White'ın da kulağında yaşadığı bir sorun yüzünden turnuvada boy gösteremeyecekleri haberleri ulaştı. Her şeye rağmen, eksikler giderildi, 8'erli 2 grup oluşturuldu ve turnuva sağsalim sona erdi.
İzleyicilerin tam 84 adet tek frame'lik maç izleme imkanı bulduğu turnuvanın şampiyonu daha önceki haberlerde de belirttiğimiz üzere (Bakınız...) Ryan Day oldu. Turnuvaya katılan oyuncular arasında dünya sıralamasında en üst noktada olan ev sahibi Ryan Day, hem şampiyonluğu hem de hiç fena sayılmayan birincilik ödülü olan 14,707 Pound'u (+En yüksek seriye verilen bonusu) kazandı. Final grubuna kalmayı başaran 19 yaşındaki genç yetenek Liam Highfield turnuvayı da ikinci olarak tamamladı. Üçüncülüğü ise IBSF Dünya Şampiyonu Alfie Burden elde etti. Final grubunun ilk iki round'unda 41 puanla sekizinci ve sonuncu sırada yer alan Galli Ryan Day, sonrasında açıldı ve yaptığı 100'lük serilerle kendi evinde düzenlenen bu ilk turnuvayı kazanarak tarihe geçti.
Bu yepyeni formattaki turnuvada ilk kez APS (Accumulative Points Scoring) yöntemi kullanıldı. Oyuncular, gruplarındaki diğer 7 oyuncu ile de tek framelik maçlar yaptılar ve her frame'de aldıkları puan toplam puanlarına eklenmek suretiyle sıralamaya tabi tutuldular.

Şampiyon Ryan Day, maçtan sonra,
"İlk iki round sonunda pek de iyi görünmüyordum ama yine de liderin sadece 130 puan gerisinde olmak şaşırttı beni. Diğer masalardan çıkacak birkaç iyi skora ihtiyacım vardı; bu da gerçekleşti ve ben de kazanmama yetecek kadar skor yapmayı başardım. Bu ilk ONEFORSEVEN turnuvasını, özellikle de burada Cardiff'te kazandığım için çok mutluyum. Önümüzdeki yıllarda da burada oynamak için can atıyorum"
dedi.

Bir başka Galli oyuncu Matthew Stevens ise, "Bu harika bir format, salondaki atmosfer harika, 3. ya da 4. frame'e kadar salonda müzik çaldığını fark etmemiştim bile!" diye konuştu. Stephen Lee de, formattan memnun kalanlardan: "Kesinlikle farklı. Çok cesur değişiklikler var ama hepsi bir arada gayet iyi bir sonuç vermiş."
Bu konseptin arkasındaki isimler Neil Tomkins ve Peter Bainbridge de sonuçtan oldukça mutlu. Bainbridge, keyifli geçen günün sonunda, "Daha iyi olamazdı. Oyunculardan ve seyircilerden aldığımız tepki çok pozitif ve şimdiden önümüzdeki yıllarda başka turnuvalar düzenlemek için plan yapmaya başladık bile!" diyerek mutluluğunu herkesle paylaştı.

Geleneksel Snooker'ın tersine gürültülü, müzikli bir atmosferde oynanan, hızlı, rekabetin üst düzeyde olduğu eğlenceli bir format gibi görünen ONEFORSEVEN, umarız ki oyuncu kalitesini daha yukarılara çeker ve kalıcı olur.

*Fotoğraflar: Ryan Day - Kırmızı Grup'tan Mark Williams ve Dave Harold - Siyah Grup'tan Alfie Burden ve Mark King

Yılın en güzel maçları!


2009'un (Takvim yılı olarak 2009'dan bahsediyorum; tüm olarak bir snooker sezonundan değil...) büyük turnuvalarında neler olup bittiğini bir önceki yazıda hatırlatmaya çalıştık... 2009-2010 sezonunun başlamasıyla birlikte eski formundan uzak görünen oyuncular (Stephen Maguire, Mark Selby,vs.), formunun zirvesine çıkan oyuncular (Ding Junhui, Liang Wenbo, vs.) ve başta John Higgins olmak üzere istikrarını koruyan isimler oldu. Snooker'ın 3 büyük turnuvasını farklı farklı isimler kazandı (Masters'ı Ronnie, UK'i Ding ve Dünya Şampiyonluğunu Higgins olmak üzere). Özellikle de bu 3 büyük turnuvada unutulmaz maçlar oynandı. Belki de yıllarca hafızalardan silinmeyecek geri dönüşler, decider'a giden maçlar... İşte ilk akla gelenler...

John Higgins:13-Mark Selby:12 (Dünya Şampiyonası çeyrek finali): John Higgins, kariyerinin üçüncü dünya şampiyonluğunu kazanırken adeta öldü öldü dirildi turnuva boyunca. Son-16'da Jamie Cope karşısında 12-10 yenik duruma düşen, sonrasında 3 frame'i de kazanarak 13-12 ile çeyrek finale kalan Higgins, bu turda da zor anlar yaşadı. Son 2 frame'e girilirken 12-11 Mark Selby öndeydi ve Higgins'in 2 frame'i de kazanması gerekiyordu artık. Bu maçta öyle bir decider oynandı ki... Toplar iki kere yeniden dizildi, gerilim had safhadaydı. Ve sonunda galip gelen Higgins oldu.


Neil Robertson:6-John Higgins:5 (Grand Prix yarı finali):
Sene boyunca karar frame'ine giden birçok üst düzey maç oynayan Higgins, Grand Prix yarı finalinde Neil Robertson'a yenilmekten kurtulamadı. Senenin belki de en kaliteli oyununun oynandığı maç sonunda Robertson adını finale yazdırdı.
Son frame'de 48-36 önde olan Higgins, çok kolay bir pozisyonda olan son kahverengiyi kaçırınca, oturduğu yerden rakibinin kahverengi, mavi ve pembeyi pot yapışını izlemek zorunda kaldı. Robertson gibi hızlı oynayan bir oyuncu bile bu vuruşları uzun uzun düşünerek yaptı. Banda yakın duran siyaha pozisyon alamayan Robertson, beyazı aslında bırakmak istediği yeri parmağıyla işaretleyerek izleyenleri ve Higgins'i güldürdü. Siyahı pot yapanın kazanacağı maç, tarafların karşılıklı olarak yaptığı nefes kesen iki vuruş sonunda Robertson'a gitti.


John Higgins:9-Ronnie O'Sullivan:8 (UK yarı finali): İşte senenin, hatta son senelerin en nefes kesici maçı! En iyi 17 frame üzerinden oynanan maçın 11. frame'i başlarken John Higgins 8-2 öndeydi ve Ronnie'nin artık kalan 7 frame'i de kazanması gerekiyordu. Ronnie yıllar önce, 1997'de Stephen Hendry karşısında da 8-2 geriye düştüğü halde 8-8'i yakalamış, fakat karar frame'inde 147 yapan Hendry, O'Sullivan'ın bu çabasını boşa çıkarmıştı. Tarih tekerrür etti, Higgins karar frame'iyle galip geldi. Ronnie ise snooker bularak lehine çevirebileceği masaya gelmeyerek izleyenleri şaşırttı. Karşılaşma, ortaya koyulan mücadele kadar, Ronnie'nin 13. frame'de yaptığı ilginç faul sonrasında yaşanan kural tartışmasıyla da hatırlanacak.


Benzer beyhude geri dönüşler Dünya Şampiyonası yarı finallerinde de yaşandı. İki genç oyuncu Neil Robertson ve Mark Allen, iki eski dünya şampiyonu John Higgins ve Shaun Murphy karşısında geri dönüşlere imza attılar ama her ikisi de final için yeterli olmadı. John Higgins karşısında skoru 13-3'ten 15-12'ye kadar getiren Allen, maçtan 17-13 yenik ayrılırken; Neil Robertson da 14-7 geriye düştüğü maçta, Shaun Murphy karşısında 14-14'ü buldu ama son 3 frame'i kaybederek geri dönüşünü tamamlayamadı.


Geride kalmak üzere olan 2009'un ardından, aklımıza ilk gelen maçlar bunlar oldu. Sizler de yorumlarınızla bu listeye katkıda bulunabilirsiniz...

ONEFORSEVEN'ın ilk şampiyonu Ryan Day!

Galler'in Cardiff şehrinde düzenlenen ve ilginç puanlama sistemiyle yepyeni bir organizasyon olan ONEFORSEVEN'da 8'erli 2 grup halinde toplam 16 oyuncu mücadele etti. Turnuvaya katılmayacağı son anda açıklanan "yorgun" John Higgins'in yerine yarışması beklenen Barry Hawkins de turnuvaya dahil olmayınca, siyah grupta Stephen Lee mücadele etti.

Ayrı masalarda ve eş zamanlı olarak yapılan maçlar sonunda gruplarında ilk 4 sıraları alan oyuncular final grubunda toplandılar ve 7x21'lik bir seans daha geçirdiler. İlk tur gruplarında ve final grubunda elde edilen toplam skorlar şöyle:

Kırmızı Grup:
  1. Matthew Stevens (616)
  2. Liam Highfield (462)
  3. Andrew Pagett (430)
  4. Ken Doherty (414)
  5. Mark Selby (406)
  6. Mark Williams (363)
  7. Robert Milkins (339)
  8. Dave Harold (335)
Siyah Grup:
  1. Ryan Day (557)
  2. Ben Woollaston (479)
  3. Alfie Burden (477)
  4. Michael White (477)
  5. Stephen Lee (434)
  6. Ricky Walden (369)
  7. Mark King (363)
  8. Reanne Evans (276)
Final Grubu:
  1. Ryan Day (531)
  2. Liam Highfield (489)
  3. Alfie Burden (463)
  4. Matthew Stevens (443)
  5. Michael White (408)
  6. Ben Woollaston (375)
  7. Ken Doherty (313)
  8. Andrew Pagett (304)
Siyah grubu 1. bitirdikten sonra final grubunda da en yakın rakibine 42 puan fark atan Galli oyuncu Ryan Day, ilki düzenlenen turnuvada şampiyonluğu elde etti ve 14,707 Pound'luk ödülün de sahibi oldu. Kırmızı grubu 616 puanla, en yakın rakibinin tam 154 puan önünde bitiren Matthew Stevens ise final grubunda yalnızca 443 puan toplayabildi ve 4. oldu. Turnuvanın en yüksek serisine de şampiyon Ryan Day, "128" ile imza attı.


21 Aralık 2009 Pazartesi

2009 sona ererken...

Snooker sezonu elbette devam ediyor ama 2009 yılı sona ermek üzere. Klişe olacak ama zaman zaman hatırlamak/hatırlatmak da fena olmuyor; dilerseniz 2009 yılının Snooker'daki belli başlı turnuvalarında neler olmuş bitmiş, bir göz atalım...

1. The Masters (11 Ocak-18 Ocak/Londra): Senenin ilk büyük turnuvası 35.'si düzenlenen Masters idi. Finalde iki İngiliz, Mark Selby ve Ronnie O'Sullivan karşılaştı. Önceki senenin de şampiyonu olan (Stephen Lee'yi 10-3 mağlup etmişti) Mark Selby, final yolunda John Higgins'i; turnuvayı daha önce 3 kez kazanmış olan Ronnie ise Stephen Maguire'ı geçmişti. Jan Verhaas'ın yönettiği finalde ise gülen, kariyerindeki 4. Masters şampiyonluğunu kazanan Ronnie oldu: 10-8. Roket ayrıca, 150 bin Pound'luk şampiyonluk ödülünün de sahibi oldu.
2. Welsh Open (16 Şubat-22 Şubat/Newport): Önceki senenin şampiyonu Mark Selby'nin çeyrek finalde Anthony Hamilton'a elendiği turnuvanın finalinde yine iki İngiliz, Allister Carter ve Joe Swail karşılaştı. Carter, 5-2 geriden gelerek 9-5'le kariyerinin ilk ve şimdilik tek sıralama turnuvası zaferine imza attı; 35 bin Pound'luk ödüle sahip oldu. Turnuvanın en yüksek serisi ise 142 ile Marco Fu'dan geldi. Turnuvanın finali, Colin Humphries'in yönettiği ilk sıralama turnuvası finali olması açısından da önemliydi. Favorilerden John Higgins ve Ronnie O'Sullivan ise Son-16 turunda elenerek hayalkırıklığı yaşamışlardı (Sırasıyla Neil Robertson ve Marco Fu'ya).
3. China Open (30 Mart-5 Nisan/Pekin): Önceki senenin şampiyonu Stephen Maguire'ın henüz ilk turda Dave Harold'a 5-0 kaybederek elendiği turnuvanın finalinde Peter Ebdon ve John Higgins karşılaştı. Finalde Higgins'i mağlup eden ve 52 bin Pound'luk ödülü kazanan, 2006 UK C'ship'ten sonra ilk kez bir sıralama turnuvası zaferi elde eden Peter Ebdon oldu: 10-8. Turnuvanın en yüksek serisine verilen ödülü ise 140'lık seriler yapan Ricky Walden ve John Higgins paylaştı.
4. Dünya Şampiyonası (18 Nisan-4 Mayıs/Sheffield): John Higgins ve Shaun Murphy'nin oynadığı final maçı, beklenen çekişmeden oldukça uzaktı ve John Higgins (4-4 biten ilk seans sonrasında) rahatça kariyerindeki 3. dünya şampiyonluğunu elde etti: 18-9. Tam 250 bin Pound'luk ödüle konan Higgins, final yolunda Michael Holt, Jamie Cope, Mark Selby (Hem Jamie Cope hem de Mark Selby ile oynadığı maçlar 13-12 sona erdi ve unutulmaz arasına girdi) ve Mark Allen gibi önemli isimleri devirdi. Ronnie O'Sullivan'ın Son-16'da Mark Allen'a kaybederek elendiği turnuvayla ilgili birçok önemli nottan söz edilebilir: Rory Mc Leod, Crucible'daki ilk siyahi oyuncu oldu, Steve Davis 29. kez şampiyonaya katılarak rekor kırdı, Stephen Hendry kariyerinin dokuzuncu 147'sini yaptı, Michaela Tabb kariyerinin ilk dünya şampiyonası finalini yönetti...


5. Shangai Masters (7 Eylül-13 Eylül/Shangai):
Ronnie O'Sullivan ve Liang Wenbo'yu buluşturan finalde, turnuva boyunca Dott, Fu, Ding, Higgins gibi çok önemli rakipleri çok rahat skorlarla geçen Ronnie, genç rakibine de şans tanımadı: 10-5. 2008 finalinde Ricky Walden'a 10-8 kaybeden yıldız, turnuva boyunca işi sıkı tuttu ve bu kez hem şampiyonluğu hem de birincilik ödülü olan 55 bin Pound'u kazanmış oldu. Turnuvadaki en yüksek seri ise sadece "133" ile Shaun Murphy'den geldi.
6. Premier League Snooker (3 Eylül-29 Kasım arası): Judd Trump, John Higgins, Stephen Hendry, Shaun Murphy, Marco Fu, Ronnie O'Sullivan ve Neil Robertson'ın katıldığı turnuva eylül, ekim ve kasım ayları boyunca Britanya'nın çeşitli şehirlerinde yapılan grup maçlarıyla devam etti. Bu 7 oyuncu birbirleriyle lig usulü karşılaştı. Grupta ilk 4'e giren Judd Trump, John Higgins, Ronnie O'Sullivan ve Shaun Murphy, 28-29 Kasım'da Norfolk'ta yapılan Play-Off turunda şampiyonluk için mücadele etti. John Higgins'i 5-3'le geçen Shaun Murphy ve Judd Trump'ı 5-1'le geçen Ronnie O'Sullivan finalde karşılaştı. 7-3'lük skorla kazanan ve 30 bin Pound'luk ödülün sahibi olan Shaun Murphy oldu. Turnuvanın en yüksek serisi ise "139" ile Judd Trump'tan geldi.
7. Grand Prix (3 Ekim-11 Ekim/Glasgow): Finalde Snooker'ın iki genç yeteneği karşılaştı: Neil Robertson ve Ding Junhui. Kazanan, maç boyunca daha sakin görünen Neil Robertson oldu: 9-4. Bu turnuvada 2006'dan sonra bir kez daha şampiyon olan Avustralyalı, kariyerinin 4. sıralama turnuvası zaferine imza atmış oldu; 75 bin Pound'luk birincilik ödülünü de hak etti. Turnuvanın en yüksek serisine ise 142 ile Mark Williams imza attı. Turnuvanın bir önceki şampiyonu John Higgins ise, ikinci turda O'Sullivan'ı, çeyrek finalde Mark Allen'ı mağlup ettikten sonra yarı finalde unutulmaz bir maç sonunda Neil Robertson'a 6-5 yenildi.
8. UK Championship (5 Aralık-13 Aralık/Telford): John Higgins ve Ding Junhui'nin finalde buluştuğu turnuva, finalden çok, yarı finaldeki Higgins-O'Sullivan kapışmasıyla hatırlanacak belki de. Ding Junhui'nin dünya sıralamasının ilk 5'inden 4 ismi devirdiği ve 4. sıralama turnuvası zaferine imza attığı turnuvanın en büyük sürprizlerinden biri ise çeyrek finale kadar yükselen Peter Lines oldu. En yüksek serinin "141" olduğu ve Mark Selby ve Stephen Lee tarafından paylaşıldığı turnuvanın şampiyonu Ding, 100 bin Pound'luk ödülün de sahibi oldu.
9. 6 Red Snooker World Championship (15 Aralık-18 Aralık/Killarney): Usta oyuncu Ken Doherty'nin gayretleriyle ilki düzenlenen ve tam 130 eski/yeni, erkek/kadın oyuncuyu bir araya getiren şampiyonanın finalinde Mark Williams ve Mark Davis karşılaştı. Su gibi akıp giden turlar ve maçlar sonunda, finalde de Williams'ı 6-3 mağlup ederek kariyerinin en büyük başarısına imza atan Mark Davis, 10 bin Euro'luk birincilik ödülünün de sahibi oldu.

20 Aralık 2009 Pazar

ONEFORSEVEN formatından ilk rekorlar...

Farklı puanlamasıyla ilginç çekişmeler yaşanmasına gebe ONEFORSEVEN organizasyonuna sadece bir gün kalmışken, bizleri format hakkında ayrıntılı fikir sahibi edecek bilgiler verelim. Daha önce yapılan tanıtım maçlarında, turnuvanın formatına uygun olarak 7 ayrı oyuncuyla 21'er dakikadan toplam "147" dakika mücadele eden Pagett, aldığı 3 yenilgiye rağmen, farklı kazandığı ve 119'luk ve 100'lük seriler gerçekleştirdiği 4 frame sayesinde 558 toplam sayıya ulaşmış ve Lewis Hurrel'in 67 sayı önünde birinci sırayı almıştı. Böylece, "Snooker'ın yeni maksimumu" olarak lanse edilen ONEFORSEVEN ve yeni puanlama hakkında hepimiz fikir sahibi olmuştuk.

ONEFORSEVEN'ın amatör oyunculara açık ayağı olan Level 2'nin ilk etabında ise Allan Taylor 570 puanla birinciliği ve Level 1 elemelerine katılma hakkını elde etmişti. Taylor ayrıca 558 sayı yapan Pagett'ı 12 sayıyla geçerek dünya rekorunun da "geçici olarak" sahibi olmuştu.

4 ayaktan oluşan ONEFORSEVEN WALES 2009 elemelerinde ise bu rekorlar profesyonel ve daha ünlü oyuncular tarafından kırılmıştı. Söz konusu elemelerde en yüksek skora oluşan ise 688 puanla Dave Harold olmuştu.

Bu yeni format oyuncuların da desteğini almış gibi görünüyor. Her ne kadar John Higgins yorgunluk nedeniyle organizasyondan çekilmiş olsa da, çekişmeli ve keyifli bir mücadele olacak gibi görünüyor. Cardiff'te yarışacak oyunculardan Mark Williams, "Bu harika bir fikir. Gerçekten çok farklı bir format ve birinci olmak için yarışmayı iple çekiyorum. Diğer sporlarda da değişik puanlama stilleri var; örneğin golfte. Eminim bu puanlama snooker kulüplerinde de tutacaktır." dedi.

*Fotoğraf: Allan Taylor

Higgins ONEFORSEVEN'da yok

John Higgins, yarın (21 Aralık Pazartesi) Cardiff'te başlayacak olan ve bu sene ilki düzenlenen ONEFORSEVEN'dan "aşırı yorgunluk" sebebiyle çekildiğini açıkladı. UK Championship'te çok zorlu ve uzun maçlardan sonra finalde Ding'e mağlup olan, hemen ertesinde başlayan '6 Kırmızılı Dünya Şampiyonası'nda da çeyrek finalde Mark King'e kaybeden İskoç oyuncunun menajeri Pat Mooney de yapyığı açıklamada, "John duvara tosladı" dedi.

ONEFORSEVEN'a John Higgins'in yerine dünya 17 numarası Barry Hawkins dahil edildi. Hawkins, Cuma akşamı sona eren '6 Kırmızılı Dünya Şampiyonası'nda yarı finalde Mark Williams'a 5-1 yenilmişti. Siyah Grup'ta yer alacak olan Hawkins'in rakipleri ise Jimmy White, Ricky Walden, Reanne Evans, Alfie Burden, Ryan Day, Ben Woollaston ve Mark King olacak.

Böylece, organizatörlerin 3 farklı kategorideki son dünya şampiyonlarını bir araya getirme hayalleri suya düştü. IBSF şampiyonu Alfie Burden ve WLBSA şampiyonu Reanne Evans'la yetinme zorunda kalacaklar...

Snooker'daki yenilik arayışlarına paralel olarak ilk kez bu sene düzenlenen ve toplam 16 oyuncunun katılacağı turnuvada yeni bir puanlama sistemine gidiliyor. Her oyuncu, grubundaki diğer 7 oyuncu ile 21'er dakika, toplamda ise 147 dakika mücadele edecek ve en fazla toplam sayıya ulaşan 4'er oyuncu bir üst 8'li gruba yükselecek.

19 Aralık 2009 Cumartesi

Jimmy White hırs küpü!

Jimmy White, Liang Wenbo ve Jamie Cope gibi isimleri ekarte ederek Masters Wildcard'ını kaptı ve tartışmalar aldı yürüdü. Barry Hearn'ün de açıkça dile getirdiği üzere bu, büyük oranda turnuvaya olan ilgiyi arttırmakla ilgili bir karar. Bu konu hakkında ilginç bir açıklama da Steve Davis'ten gelmişti. Davis, "Jimmy'yi Masters'a aldılar; gelecek sene için ümitlenebilirim" mealinde bir açıklama yapmıştı. White, 10 Ocak'ta başlayacak turnuvanın eleme turunda Mark King'le, ilk tura kalması halinde ise Stephen Maguire'la karşılaşacak.

“I’m A Celebrity Get Me Out Of Here” adlı TV şovu için bulunduğu Avustralya'dan döndükten hemen birkaç gün sonra müjdeli haberi alan White ile prosnookerblog.com bir röportaj yapmış. İşte White'ın, TV macerası, Masters'a katılışı ve "Snooker Legends" hakkındaki görüşlerini içeren röportaj...

Jimmy, ne kadar formda göründüğünle başlamalıyım; hamamböceklerinden oluşan Avustralya diyeti kilo verme konusunda bizler için de yol gösterici olabilir...

Ormanda geçirdiğim süre boyunca yaklaşık 1o kilo verdim; daha formda hissediyorum, daha enerjiğim ve takım çalışması, cep telefonsuz, bilgisayarsız ve ıstakasız hayat konusunda birçok şey öğrendim.

Eline ıstaka almadan geçirdiğin en uzun süre bu muydu?

Kesinlikle öyle ama bazen ara vermek fena olmuyor. Ocak ayındaki Masters ve 'Snooker Legends' turnuvaları için çalışmalara tekrar hız verdim.

Masters Wildcard'ı senin için sürpriz oldu mu? Çoğu kişi Shangai Masters ve UK C'ship'teki performanslarından sonra Liang Wenbo'nun Wildcard'ı alacağını düşünüyordu...

Masters daveti almak gerçekten de büyük bir sürpriz oldu; kesinlikle çok heyecanlandım. İnsanlar beni bu sezonki sıralama turnuvalarında pek görememiş olsalar da, bu sezon Prag ve Tayland'da olmak üzere iki tane 6 Kırmızılı turnuva kazandım. Ayrıca her iki turnuvada da John Higgins'le karşılaştım ve yendim.

Açılış gecesinde, ilk-16'ya tutunmaya çalışan Mark King'le karşılaşacaksınız; nasıl bir maç bekliyorsunuz, Wembley'de her zaman büyük bir seyirci desteğine sahipsinizdir...

Wembley benim için fantastik bir yerdir; seyirci her zaman arkamdadır ve ben de onlar için güzel bir şov sergilemeye kararlıyım. Günde 4-5 saat çalışıyorum ve gidişattan memnunum. Mark çok sert, çok inatçı bir rakip. Güzel bir kapışma olacak ama ilk tura kalmayı ve insanlara, Masters'a davet edilmemin doğru bir karar olduğunu ispatlamayı umuyorum. Taraftarlarım benim her şeyim, bana her zaman sadıktılar ve ben de onlar için her şeyimi vereceğime söz veriyorum.

Siz Avustralya'dayken Snooker yönetimi değişti; Barry Hearn'le yıllarca çeşitli organizasyonlarda çalışmış biri olarak, oyuna neler kazandıracağını ve önceliklerinin neler olması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Barry Hearn, Snooker'la ün yapmış biri ve tekrar bu oyuna dönmüş olmasından dolayı çok mutluyum. Biliyorum ki Barry Hearn, oyuna ihtiyacı olan çekidüzeni vermesi konusunda kendisine güvenen tüm oyuncuların desteğini arkasına almış durumda. Bir şeyden kesinlikle eminim; Barry de fark yaratamazsa, kimse yaratamaz!

Çok hırslı görünüyorsunuz, iki de turnuva kazandınız bu sene; sizin için büyük turnuvalara katılmak hala eskisi kadar önemli mi?

Her zamankinden daha çok. Bu davet, yıllar önce ilk profesyonel turnuvama katıldığım zamanlardaki gibi hissetmemi sağladı. Christmas ailemiz için erken geldi diyebilirim.

"Snooker Legends Event"e gelirsek; 18 etaplı tur Crucible'da başlıyor. Format gereği, izleyicilerden biri snooker efsaneleriyle bir frame oynama şansını yakalayacak. Hayranlarınızla bu derece yakın olmak size ne kadar zevk veriyor?

İnanılmaz bir sadık taraftar kitlem var ve belki de ormanda geçirdiğim zamanda da yenileri eklenmiştir. Snooker takip etmeyenlere su taşımaktan fazlasını yapabileceğimi göstermeyi umuyorum.

"Legends" organizasyonlarında ormandan arkadaşlarınızı da görmeyi bekleyebilir miyiz?

Kesinlikle, Colin ve Justin'i organizasyon hazırlıkarına dahil edebiliriz, Kim masayı fırçalamak ve temizlemek için gelebilir ve Gino da yemek işleriyle ilgilenir!

Bu format, hem John Virgo ile eğlence ve nostalji dolu akşamlar hem de her turnuva gününün sonunda bir oyuncunun "Legends Şampiyonu" ilan edileceği ciddi snooker maçları vaat ediyor. Eski rekabetler ciddi ciddi tazelenecek gibi görünüyor...

Organizasyona katılacak her oyuncuyla harika anılara sahibim. John Parrott'la 2 UK ve 1 dünya şampiyonası finali, Cliff'le (Thorburn) özellikle Masters'ta unutulmaz kapışmalarımız oldu. Ve eminim herkes Alex'le (Higgins) Crucible'daki maçlarımızı hala hatırlıyordur; ama insanlar bizim çiftlerde beraber mücadele ettiğimizi ve hala arkadaş olduğumuzu unutuyorlar...


"Snooker Legends" organizasyonu hakkında bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

18 Aralık 2009 Cuma

Mark Davis tarihe geçti

İlk kez düzenlenen 6 Kırmızılı Dünya Şampiyonası'nda şampiyonluğu, uzun kariyerinin en büyük başarısına imza atan İngiliz Mark Davis kazandı. Finalde Mark Williams'la karşılaşan Davis, tam 130 oyuncunun arasından sıyrılıp şampiyon olarak tarihe geçmeyi başardı. Snooker'daki yenilik arayışlarının arttığı, oyunu hızlandırmak ve daha da heyecanlandırmak için kafa patlatıldığı düşünülürse, 6 kırmızılı versiyonun süreklilik kazanacağı tahmin edilebilir; bu da Davis'e farklı bir ayrıcalık daha kazandıracak, orası kesin...

1972 Sussex doğumlu oyuncu 1991'den bu yana profesyonel ve kariyerinin en büyük sıralama turnuvası başarısı 2001 yılında Scottish Open'da oynadığı çeyrek final. Davis'in dünya sıralamasındaki en yüksek yeri ise bu sezon ulaştığı 47.'lik. Kariyer açısından Davis'in fersah fersah ilerisinde olan Mark Williams ise finale kadar ulaşmayı başardı ama zafere kendisinden çok daha aç olan, kazanmak için daha heyecanlı olan Davis'e mağlup oldu.

Finale gelirken, Mark Williams Barry Hawkins'i 5-1, Mark Davis ise Mark King'i 5-3'le geçti. Davis ve King'i karşı karşıya getiren maça King'in ikinci frame'de -3 dakika 12 saniyede-yaptığı free-ball destekli 83'lük maksimum masa temizleme damga vurdu.

Final maçına ise Williams daha iyi girdi, hem oyun hem de güven olarak. İlk 3 frame sonunda 2-1 öndeydi Williams. Sonrasında Davis durumu toparladı; araya 71 ve 65'lik güzel seriler de sıkıştırarak üst üste 4 frame birden aldı: 5-2. Galibiyet için tek frame'e ihtiyaç duyan Davis maçtan 6-3 galip ayrıldı ve "İlk 6 kırmızılı Dünya Şampiyonası Şampiyonu" olarak tarihe geçti; 10 bin Euro'nun da sahibi oldu.

Karşılaşmadan sonra aynı zamanda turnuva organizatörü olan Ken Doherty'ye açıklamalar yapan iki oyuncu da turnuvadan çok keyif aldıklarını, rahat bir ortamda çok güzel 4 gün geçirdiklerini belirttiler. Şampiyon Davis ise 'kazandığı 10 bin Pound'luk ödül sayesinde oğluna istediği Noel hediyesini alabileceğini' söyledi.

Ken Doherty ise kapanış konuşmasının sonunda, "Gelecek sene görüşürüz" diyerek turnuvayı devam ettirme konusundaki kararlılığını belirtmiş oldu.

Mark Selby'nin seyir defterinden...

Geçtiğimiz hafta düzenlenen UK Championship çeyrek finalinde Ronnie O'Sullivan'a yenilip elenen Mark Selby, durgun başladığı sezonda bu çeyrek finalle ve oyunu hakkında düşündükleriyle kendisine gelecek gibi görünüyor. Eurosport için blog yazılarına devam eden Selby, bugün gönderdiği yazısında Telford'da düzenlenen UK Şampiyonası'na, orada yaşadıklarına ve sezonun geri kalan kısmına değinmiş. Aşağıda Selby'nin yazdıklarından bölümler okuyabilirsiniz...

"Telford'daki UK Şampiyonası'ndan genel olarak mutlu anılarla ayrıldım. Tabii ki turnuvaya, sezonun ilk iki sıralama turnuvasında tek galibiyet bile alamadan geldim ve bunun üzerimde bir baskı yaratacağını biliyordum. Yetmezmiş gibi, ilk turda da Jamie Cope gibi, zor anlarınızda oynamayı asla istemeyeceğiniz bir rakiple eşleştim. Bununla beraber, önceden aldığım skorlar iyi oynamadığımı işaret etse de, maçtan önce kendimi formda hissediyordum. Antrenmalardaki performansım iyiydi ve kendime güveniyordum."
"Sonra bir anda skor 8-4 oluverdi ve bir turnuvadan daha ilk turda elenecekmişim gibi görünüyordu. Jamie'nin 8-4 yaptığı frame'e çok konsantre olmuştum, kilit frame olacağını ve kazanma şansımı sürdürmek istiyorsam o frame'i almam gerektiğini düşünüyordum. Fakat bu belki de iyi oldu benim için, kaybettiğimi düşünmeye başladım ve bu, üzerimdeki baskıyı aldı; 9-8'lik çok özel bir zafer kazanmamı sağlayan kendi doğal oyunumu oynayabildim bu sayede."
Selby, çeyrek finalde Ronnie'ye kaybettiği maç hakkında da şunları belirtmiş: "Sonuç olarak, Ronnie'ye 9-3 kaybettim. Bu skor elbette moral bozucu ama oynadığım oyunu yansıttığına inanmıyorum. Kesinlikle almam gereken birkaç potu kaçırdım. Ronnie ise hatalarınızı cezalandırmakta ustadır."

Mark Selby, O'Sullivan'la yaptığı maç öncesinde yaşadıklarından da bahsetmiş. Maçtan önceki akşam Mercedes marka pahalı otomobilinin çalındığını, bunu bir mazaret olarak kullanmak istemediğini ama olayın da kendisini etkilediğini söyleyen Selby, sözlerine şöyle devam ediyor: "Otelde menajerim Mukesh'le birlikte kalıyorduk. Gece birisi odamıza gizlice girmiş ve araba anahtarlarını götürmüş. Ayrıca Mukesh'in laptopu ve iPod'u da gitti. Christmas listemi hazırlamak için iyi bir başlangıç noktası olabilir... Hala sigorta işleriyle uğaşıyorum ama elbette her şey hesaplanıyor ve bu da zaman alıyor."

C'mas tatilini iple çektiğini, tatilde kız arkadaşı Vicky Layton'ın ailesinin memleketi olan Ipswich'e gideceğini yazan Selby, antrenmanları aksatmaması gerektiğini de vurgulamış: "Önümüzde çok yoğun bir dönem var. Önümüzdeki pazartesi günü Cardiff'te başlayacak ONEFORSEVEN turnuvasına katılacağım. 7 farklı oyuncuyla 21'er dakikalık maçlar olacak ve toplamda 147 dakika sonunda en çok skor yapan kazanacak. 10 Ocak'ta başlayacak Masters'ın hemen öncesinde ise Premier League elemeleri olacak."

Halihazırda devam etmekte olan "6 Reds Snooker Championship"e neden katılmadığına da açıklık getirmiş Selby...
"Turnuvaya neden katılmadığımı merak ediyor olabilirsiniz. Doğrusu organizasyon hakkında çok bilgim yoktu. Sonra menajerim tunuva organizatörü Connie O'Sullivan'dan, "uçakların ve otelin ayarlandığına" dair bir telefon aldı. Muhtemelen benim turnuvada oynayacağımı farz etmişlerdi ama benim başka planlarım vardı."
Selby yeni yıl hakkında da mesajlar vermiş: "Yaklaşan yeni yılla birlikte, artık 2010'a bakma zamanı. Bu konuda dünyadaki en başarılı insan olmasam da, çözümüm daha organize olmak. Snooker için konuşmak gerekirse, bundan daha organize olamazdım! Çok çalışmaya devam etmeliyim, umarım sonuçları da beraberinde gelecektir. İşler planladığım gibi gitmezse de mümkün olduğu kadar sorun etmeyeceğim. Hepinize mutlu yıllar!"

Son 4'te "3 Mark 1 Barry"

Bizi, oyuncuları, seyircileri, hakemleri bir miktar yoran, yorarken de Snooker'a doyuran 6 Kırmızılı Dünya Şampiyonası'nda sona geliniyor. Bu format çokça tartışılacaktır ve büyük bir ihtimalle de üzerinde oynamalar, düzenlemeler yapılacaktır ama 130 oyuncunun 2 gün içinde 4'e düşmesi, hatta şampiyonun da belli oluvermesi sanki maçların değerini biraz düşürüyor gibi. Çok sevdiğimiz bir oyuncunun aynı gün içinde 3 maç yapıvermesi bizlerde bıkkınlığa yol açar mı, açmaz mı; bu işin sonu nereye varır bilemiyorum ama şimdiden olumsuz konuşmamak lazım.; katılımcılar göz önünde bulundurulduğunda gelecek vaat eden bir turnuva olduğu kesin. Herşeyden önce Ken Doherty'nin emeklerine saygısızlık etmiş oluruz. Bekleyip görelim gelişmeleri...

Velhasıl, turnuvada çeyrek final maçları da sabah seansında tamamlandı ve "Mark" ön adlı, 2'si İngiliz, biri Galli, toplam 3 oyuncu ve bir diğer İngiliz Barry Hawkins yarı finale kaldılar. Biraz sürprizli bir tur oldu diyebiliriz. Zira, Mark King John Higgins'i 5-1'le geçti ve John Higgins'i artık biraz istirahat etmeye gönderdi. Aynı şekilde 37 yaşındaki Mark Davis de İrlandalı Joe Swail'i 5-1 mağlup etti. Güzel bir Son-16 performansı gösteren Ryan Day ise Barry Hawkins'e tosladı: 5-2.

Bu turun en büyük merakla beklenen maçı muhtemelen Mark Williams-Adam Duffy eşleşmesiydi. Genç yıldız Duffy, 3-1 geri düştüğü maçı 4-3 lehine çevirdi ama son iki frame'i kaybederek yarı final ve olası şampiyonluk hayallerine veda etmek zorunda kaldı. Üçüncü frame'de 68'lik bir seriye imza atan Duffy, yakın geçen son frame'i 36-22 kaybetti.

Bu sonuçlar doğrultusunda yarı final eşleşmeleri şöyle oluştu:

Barry Hawkins-Mark Williams
Mark Davis-Mark King

Karşılaşmalar öğleden sonra seansında, yine en iyi 9 frame üzerinden oynanacak.

Çeyrek finalin sürprizi Duffy!

6 Red World Championship'in üçüncü günü de sona erdi. Söz, bugün başka bir tur daha olmayacak; 8 oyuncuya düşürdük listeyi, 10 bin Euro için artık 8 aday kaldı.

Bugünkü akşam seansı sekiz maçla sona erdi ve favoriler maçlarını kazanıp sürprize izin vermediler. Artık karşımızda profesyonel ve tanınmış oyuncuların olduğu bir liste kaldı; biri dışında: Adam Duffy! Aslında Duffy-Mehta eşleşmesinden kim gelse ilginç bir tablo olacaktı karşımızda; işin asıl güzelliği ikisinin birbirine düşmesi oldu.

Grup maçlarında oynadığı 4 maçta yalnızca Jamie Cope'a yenilen, son-64'te Dave Harold'ı 5-3, son-32'de de Ken Doherty'yi aynı skorla mağlup eden genç yıldız, turnuvanın bir başka göze çarpan ismi Hintli Aditya Mehta'yı da 5-2 yenerek Galli büyük oyuncu Mark Williams'ın çeyrek finaldeki rakibi oldu. Bakalım ev sahibi Doherty'nin gözünün yaşına bakmayan Duff, Williams karşısında ne yapacak...

Bu turun önemli performanslarından biri Ryan Day'den geldi. Önceki turda Reanne Evans'ı eleyen Andrew Pagett'la karşılaşan Day, rakibini 5-1 mağlup ettiği maçta Pagett'a yalnızca 33 sayı şansı verdi (Tamamı Pagett'ın kazandığı tek frame'de olmak üzere).

Son-16 turunda alınan sonuçlar ve çeyrek final eşleşmeleri şu şekilde oluştu:

Mark Williams-Jason Waters: 5-1
Mark Davis-Mark Joyce: 5-3
Ryan Day-Andrew Pagett: 5-1
Joe Swail-Mario Fernandez: 5-3
Barry Hawkins-Marcus Campbell: 5-2
John Higgins-Nigel Bond: 5-2
Mark King-Ian Glover: 5-0
Adam Duffy-Aditya Mehta: 5-2

Mark Williams-Adam Duffy
Ryan Day-Barry Hawkins
Joe Swail-Mark Davis
John Higgins-Mark King

Cuma günü oynanacak çeyrek final karşılaşmalarının başlama saati 12.30. Yarı final maçları 15.00'te, en iyi 11 ya da 13 frame üzerinden oynanacak final maçı da 20.00'de start alacak ve muhtemelen 20.38'de de bitecek!

17 Aralık 2009 Perşembe

Killarney'de kaldı 16

6 Kırmızılı Snooker Dünya Şampiyonası'nda hızla sona geliniyor. Yarın akşam sona erecek turnuvada, ilk gün 130 olan oyuncu sayısı 16'ya düştü. Son-32 turunun en büyük sürprizlerine, vatandaşı Marcus Campbell'a 5-2 yenilen Stephen Hendry, Hintli Aditya Mehta'ya yine 5-2 ile kaybeden Matthew Stevens ve genç İngiliz yıldız adayı Adam Duffy'ye 5-4 mağlup olan, ev sahibi pozisyonundaki Ken Doherty imza attı. Ken Doherty'yi eleyerek dikkat çeken Adam Duffy, 2008 Paul Hunter bursunun sahibi, gelecek vaat eden bir oyuncu. Son-16'daki rakibi ise Matthew Stevens'ı turnuva dışına iten 24 yaşındaki Aditya Mehta olacak ki, en ilginç eşleşmelerden biri olarak göze batıyor bu.

Akıbetleri merakla beklenen oyunculardan Reanne Evans, Andrew Pagett karşısında ilk turlardaki rahatlığından uzak, gergin bir görüntü çizdi ve 5-2 kaybetti. John Higgins yorgun ve durgun başladığı turnuvada silkindi ve 3 dakika 38 saniyede bir maksimum seriye imza attığı maçta Robert Milkins'i 5-2 mağlup etti ve bir sonraki turda Nigel Bond'la eşleşti.

Son-32 maçlarının sonuçları ve Son-16 turundaki eşleşmeler şöyle:

Mark Davis-Jamie Cope: 5-2
Marcus Campbell-Stephen Hendry: 5-2
Mark Joyce-Itaro Santos: 5-2
Barry Hawkins-Stephen Lee: 5-4
Joe Swail-Igor Figueiredo: 5-0
Andrew Pagett-Reanne Evans: 5-2
Ryan Day-Joe Perry: 5-2
Mario Fernandez-Jamie Joyce: 5-2
John Higgins-Robert Milkins: 5-2
Jason Waters-Philip Wildman: 5-0
Mark Williams-Liam Highfield: 5-2
Nigel Bond-Vincent Muldoon: 5-3
Ian Glover-Ricky Walden: 5-4
Aditya Mehta-Matthew Stevens: 5-2
Mark King-Lucky Vatnani: 5-3
Adam Duffy-Ken Doherty: 5-3

Mark Williams-Jason Waters
Mark Davis-Mark Joyce
Ryan Day-Andrew Pagett
Joe Swail-Mario Fernandez
Marcus Campbell-Barry Hawkins
John Higgins-Nigel Bond
Mark King-Ian Glover
Adam Duffy-Aditya Mehta


*Fotoğraf: Adam Duffy

Ronnie ile genç yetenekler üzerine(!)

Ronnie O'Sullivan'ı çözmek çok da kolay bir iş değildir ama bir İngiliz gazetesine verdiği son demeçlerden anladığımız kadarıyla kendileri 'Masters'a katılıyor! Kariyeri, diğer oyuncular ve Masters hakkında her zamanki gibi sivri açıklamalar yapan Ronnie, 'Big Brother'ı unutup Masters'a ve kariyerine odaklanmış gibi görünüyor.

UK Championship yarı finalinde efsanevi bir maç sonunda John Higgins'e yenilerek elenen Rocket, geçtiğimiz yıl finalde Mark Selby'yi 10-8 yenerek kazandığı Masters şampiyonluğu ünvanını bu sene de korumak, Masters'ta 6 şampiyonluğu olan Stephen Hendry'ye bir adım daha yaklaşmak istiyormuş (Ronnie'nin Masters'ta 4 şampiyonluğu var).
"Masters'ı her zaman çok sevmişimdir. Bütün büyük turnuvaları severim ama Londra seyircisi benim için biraz daha özeldir ve bu beni hep olumlu yönde etkiler. 10-12 sene daha snooker oynarsam, Masters'ta toplamda altı şampiyonluktan fazlasını elde edebilirim. Dediğim kadar oynarsam UK Championship ve Dünya Şampiyonluklarındaki sayılarımı da 6'ya yükseltebilirim." (Ronnie'nin dünya şampiyonlarında 3, Uk'de ise 4 şampiyonluğu bulunuyor.)
Masters ilk turunda Grand Prix şampiyonu Neil Robertson'la karşılaşacak olan O'Sullivan, rakibi hakkında, "Evet, Neil birkaç turnuva kazandı ama birkaç turnuva kazanan başka genç oyuncular da var" dedi. Bu ifadelerinden Neil Robertson'ı çok da tutmadığını anladığımız Ronnie, zaten pek kimseyi tutmadığını da şu sözlerle açık etti:
"Arkadan gelen bir Hendry daha göremiyorum. Judd Trump yetenekli ama yeteneğini sonuçlara yansıtabilmiş değil hala. Bütün departmanlarda iyi olan, ipeksi, güzel bir dokunuşa sahip bir oyuncu göremiyorum."
Bu açıklama tabii akla hemencecik kimi getiriyor? Evet, bildiniz: Ding Junhui! Ronnie devam ediyor, bombardımandan nasibini tenis dünyası da alıyor:
"Tenisteki gibi; teniste de arka çizgiden süper vuruşlar yapabilen oyuncular var ama hiçbiri Roger Federer ya da Juan Martin del Potro gibi rakiplerini çökertme yeteneğine sahip klasta değiller. Neil çok iyi ama onun gibi 16-17 tane daha genç oyuncu var."

'Celebrity' Jimmy White Masters'a kapağı attı!

Ronnie O'Sullivan'ın 'Celebrity Big Brother'a mı yoksa Masters'a mı katılacağı merak konusu oladursun (Bakınız), bir başka taze TV yıldızı Jimmy White Avustralya'nın ormanlarından koptu geldi ve Liang Wenbo'yu ekarte ederek Masters wild-card'ını kaptı. 'I'm a Celebrity, Get Me Out Of Here' adlı şova yarışmacı olarak katılan White, Masters'a gidecek 18. ve son oyuncu olarak belirlendi. Böylece, dünya sıralamasında ilk 16'da bulunan oyuncular, elemelerden gelen Rory McLeod ve son olarak da Jimmy White, Masters bileti kapmış oldu. Jimmy White ilk tura kalma maçında Mark King'le oynayacak. King'i geçmesi halinde ilk turdaki rakibi ise Stephen Maguire olacak.

Kariyerinde 10 sıralama turnuvası şampiyonluğu bulunan İngiliz Jimmy White, haberi aldıktan sonra,
"Wild-card aldığım için çok mutluyum. Tekrar Wembley Arena'da olmak harika olacak. Yeni yönetime kararları için çok teşekkür ediyorum. Ormanda geçirdiğim zamandan sonra yeni yeni kendime geliyorum ama snooker benim için en öncelikli şey ve Masters'a hazır olacağım"
demiş.

WPBSA'nın yeni başkanı Barry Hearn de, 'White'ın Wembley'de olmasının turnuvaya renk katacağını, O'nun büyük bir star olduğunu ve O'nu izlemenin hem Wembley'de hem de TV başında olacak seyircilere her zaman büyük keyif verdiğini' belirtmiş ve 'White'a wild-card verme konusunda baştan beri hiçbir tereddütü olmadığını da' sözlerine eklemiş.

Yükselen grafiğiyle birçokları tarafından 'müstakbel dünya şampiyonu' ilan edilen, Masters wild-card'ı için de en büyük aday olarak gösterilen ve bence de orada olmayı hak eden Wenbo, Masters için biraz daha beklemek zorunda kalacak. "Bu sadece iş, Liang!.."

Sportif başarılarından daha ziyade renkli kişiliği sayesinde Masters biletini kapan Jimmy 'The Whirlwind' White, daha önce de belirttiğim üzere turnuvadaki ilk maçını 10 Ocak günü Mark King'le oynayacak. Bakalım White'ın katılımı, geçtiğimiz sene beklenenin altında olan seyirci sayısını arttıracak mı?..

Son 32'ye kalan oyuncular

Killarney'de düzenlenen 6 Kırmızılı Dünya Şampiyonası'nda Son-64 maçları tamamlandı ve işi grup maçlarına göre daha sıkı tutan favori oyuncular fire vermedi. En iyi 9 frame üzerinden oynanan maçlar sonunda Son-32'ye kalan oyuncular ortaya çıkmış oldu.

Stephen Hendry Mohammed Shehab'ı 5-2 ile geçerken; Ken Doherty Darren Mirza'yı 5-0, Stephen Lee John Rea'yı 5-0, Ryan Day Declan Brennan'ı 5-1, Mark Williams John McBride'ı 5-0, John Higgins ise Stephen Sherry'yi 5-1 mağlup etti.

5 kez kadınlar dünya şampiyonu Reanne Evans da yoluna devam eden oyunculardan oldu. Kieran McMahon'ı 5-3 yenen Evans, son-32'ye adını yazdırdı ve Andrew Pagett'la eşleşti.

Günün belki de ismi de cismi de en büyük olan maçı Marco Fu ile Ricky Walden gibi iki oyuncuyu karşı karşıya getiren maç oldu. Karar frame'ine giden maçı Ricky Walden, son frame'deki 51'lik serisiyle kazandı ve Marco Fu'yu turnuva dışına iterek son-32'ye kalmayı başardı. Walden'ın bir sonraki turdaki rakibi ise Ian Glover olacak.

Turnuvada ayrıca, rakiplerini mağlup eden Marcus Campbell, Jason Waters, Liam Highfield, Aditya Mehta, Matthew Stevens, Adam Duffy, Lucky Vatnani, Vincent Muldoon, Nigel Bond, Mario Fernandez, Joe Swail, Barry Hawkins, Philip Wildman, Mark King, Robert Milkins, Jamie Jones, Mark Joyce, Mark Davis, Itaro Santos, Jamie Cope ve Igor Figueiredo da tur atladı.

Son 64 maçları tamamlandı ve vakit kaybetmeksizin 'Son 32' elemelerine geçildi...

Son-64 turuna katılacak son 8 oyuncu da belli oldu


6 Red Snooker Championship'te üçüncü gün, sabah seansında Son-64 turuna kalacak son 8 oyuncuyu ortaya çıkarmak için yapılan play-off maçlarıyla başladı. En iyi 9 frame üzerinden oynanan bu maçlar sonunda turnuvaya devam etme hakkı kazanan oyuncular ve maç skorları şöyle:

Peter Bullen-Richie Flynn: 5-2
Shachur Ruberg-Michael Symthe: 5-2
Alex O'Donoghue-Eissa Al Sayed: 5-2
Philip Wildman-Mike Hallett: 5-3
Darren Mirza-Ross Higgins: 5-2
Neil Craycraft-John Torpey: 5-2
Anthony O'Connor-Kieran O'Leary: 5-2
Darren Dornan-Robbie Walker: 5-3

Hendry vs Deklerck!

7 kez dünya şampiyonu İskoç Stephen Hendry, bir başka dünya şampiyonu Belçikalı Kurt Deklerck ile önümüzdeki ocak ayı içinde bir gösteri maçı yapacak. 1987 yılından beri snooker, 1994’ten bu yana da ‘pool’ oynayan tekerlekli sandalyeli Deklerck, (sonuncusu ne yazık ki 1990’da düzenlenen) Dünya Tekerlekli Sandalye Snooker Şampiyonalarında tam 3 şampiyonluk yaşamış, Snooker’ı adeta bir tutku olarak gören, Pool bilardoda da tatmadığı başarı ve onur kalmayan, şampiyonluklara abone olmuş bir isim. Snooker’da tam 97 turnuva şampiyonluğu olan Belçikalı bilardo oyuncusunun turnuvalardaki en yüksek serisi 104’ken, antrenmanlarda ise 134’lük bir seri yapmayı başarmış.
Deklerck’in karşılaşacağı Hendry’yi ise anlatmaya pek lüzum yok herhalde; onu daha yakından tanıyoruz. Bu keyifli gösteri maçının bir sürprizi daha olacak: 14 yaşındaki Belçikalı yetenek Luca Brecel! 2009’un nisan ayında, henüz 14 yaşındayken 19 Yaş Altı Avrupa Şampiyonluğunu kazanarak rekor kitaplarına giren Brecel, sonraki ay düzenlenen World Series'in Portekiz ayağında da Jimmy White ve Ken Doherty'yi mağlup ederek çeyrek finale kalmayı başardı. İlk sekize kalan tek amatör oyuncu olan genç yetenek, çeyrek finalde de Graeme Dott'a kök söktürdü ama 5-4 kaybetti ve elendi. Brecel ağustos ayında da, Paul Hunter Classic'te dünya 12 numarası Joe Perry'yi yenmeyi başarmıştı. En yüksek serisinin 136 olduğunu da ekleyelim. Henüz 14 yaşındaki bir oyuncu için hiç fena bir profil sayılmaz!..

İşte bu inanılmaz 3'lü ve belki daha da fazlası ocak ayı içinde bir gösteri maçı için bir araya gelecek. Ve belki de ilk kez Stephen Hendry'nin performansını hiç merak etmeyeceğiz Deklerck ve Brecel masadayken...

Six Red C'hip'in ikinci gününde olup bitenler

Şampiyonanın ikinci gününün ilk yıldızlarından (Bakınız!) önceki yazılarımızda bahsetmiştik: Michael White ve Nigel Bond. 'Peki başka ne oldu ne bitti' diye soracak olursanız; özetlemeye çalışalım...

Turnuvanın ilk gününde kadınlar dünya şampiyonu Reanne Evans'a 4-3 mağlup olan John Higgins, Aaron Doran'ı 4-1 mağlup ettikten sonra karşılaştığı Hintli Adiyta Metha'ya da 4-3 kaybetti. Altıncı frame'i son siyahta kazanan ama son oyunda Metha'nın masaya gelip frame'i çalmasına engel olamayan Higgins, bu yenilgiye rağmen grubunda üçüncü olarak son 64'e kalmayı başardı.

"Güzel bir format ama aynı zamanda çok zor; çünkü biliyorsunuz ki en küçük hatada frame'i kaybediyorsunuz. 2 maç kaybettim ama burada olduğum için çok memnunum. Ken Doherty bana, "Oynar mısın?" diye sordu ve ben de bu yılın başında bir turnuva düzenlediğimiz Killarney'in ne kadar güzel bir şehir olduğunu biliyordum. Bu açık düzenlemeyi çok sevdim; insanlara etrafta dolanma ve değişik maç ve oyuncuları izleme şansı veriyor. Umarım turnuvanın geri kalan kısmında daha konsantre olacağım."
Bir diğer büyük yıldız Stephen Hendry ise ilk üç maçını kazandıktan sonra, 4. maçını kaybetmeye çok yaklaştı. Brezilyalı Itaro Santos'la karşılaşan Hendry, 2-0 geriye düştüğü maçta, Santos'un üçüncü oyunda frame topunu kaçırmasıyla kendine geldi ve 4-2 kazandı. 6 Kırmızı Snooker'da hataya yer yok Santos...
"Turnuva direktörü Con O'Sullivan'ı uzun zamandır tanırım ve Ken Doherty de yakın arkadaşım. Dolayısıyla burada olmaktan ve organizasyonda yer almaktan çok mutluyum. Bütün bu maç trafiği beni Pontin'deki kariyerimin başlangıcına, turnuva ofisinde ismimin ve masa numaramın anons edilmesi için beklediğim zamanlara götürdü. Bu, katılımcılar için de güzel bir organizasyon, çünkü oyuncularla her zaman bu kadar içli dışlı olamıyorlar."
İrlandalı Snooker efsanesi Alex 'Hurricane' Higgins ise turnuvadaki tek galibiyetini Jim Stewart'a karşı 4-0'la aldı. 60 yaşındaki Higgins, ilk günü iki maçta frame bile alamadan kapattıktan sonra, ikinci gün daha iyi bir performans sergiledi.

Turnuvada yapılan tüm maçların skorlarına ve gruplardaki puan durumlarına buradan göz atabilirsiniz.

Girişlerin ilk iki gün bedava, Perşembe ve Cuma ise sadece 10 Pound olduğu turnuvaya katılan 25 profesyonel ana tablo oyuncusu da eleme maçlarına katılmaya hak kazandı. Tekrarlamakta fayda var; turnuvanın son iki günü, yani Perşembe ve Cuma günü maçlar Eurosport'tan izlenebilecek.

*Fotoğraf: Hintli Adiyta Mehta

16 Aralık 2009 Çarşamba

Mark Allen'a gidiyor: Billy Jean is not my lover!

23 yaşındaki Kuzey İrlandalı Mark Allen, World Snooker'ın sorularına cevap vermiş. Son dünya şampiyonasının yarı finalisti olan genç yıldız, resmi dünya sıralamasında 11. sırada, geçici sıralamada ise 15. sırada bulunuyor. Bu sezonun ilk 3 sıralama turnuvasından (Shangai Masters, Grand Prix ve UK C'ship) yalnızca 5600 puan toplayabilen Allen'a, dünya şampiyonası yarı finali iyi gelmemiş gibi görünüyor. Geçelim soru-cevap kısmına...

En eski hatıranız nedir?
Okuldaki ilk günüm. Bir sebepten dolayı yerel gazeteden bir fotoğrafçı da çocukların fotoğraflarını çekmek için oradaydı ve ben de gazeteye çıkan çocuklardan biri olmuştum.

Neden korkarsınız?
Ailemden birini kaybetmekten. Birbirine çok bağlı 5-6 kişiyiz, dolayısıyla birini kaybetmek çok zor olurdu.

Hayatınız filme çekilseydi, sizi kimin oynamasını isterdiniz?
Jim Carrey. O çok komik biri ve hayatta kötü olan her şeyi iyiye çevirebilecek bir yapıya sahip. En sevdiğim filmi ise "Liar Liar".

En yaramaz zevkiniz nedir?
Cips. Aslına bakarsanız şu anda da bir paket yiyorum. Çikolatayla aram çok iyi değil ama cipse bayılıyorum. Bütün çeşitlerini seviyorum; illa birini seçmem gerekirse peynir ve soğanlısını söyleyebilirim.

Okul yıllarında başınıza gelen en büyük bela neydi?
Hırsızlık yüzünden gramer okulundan uzaklaştırma almıştım. Sınıftan ve diğer çocuklardan birkaç şey çaldım. Doğrusu birkaç kere daha uzaklaştırma almıştım ama en kötüsü buydu. Babam olayı öğrenince çok sert tepki gösterdi ve ben de dersimi aldım.

Ev ya da araba dışında, aldığınız en pahalı şey nedir?
2 bin Pound'a bir Tag Heuer saat satın aldım. Bir anlık bir gaz değildi; uzun zamandır o saati düşünüyordum. Kendime çok fazla para harcamam, bu yüzden saati almaya karar verdim. Bu, hergün hergün baktığınız ve 'Bu benim! Ve buna çok çalışarak sahip oldum!' diyebileceğiniz tipte şeylerden biri.

Size özellikle ilham veren bir şarkı var mı?
En sevdiğim şarkı, Michael Jackson'ın "Billy Jean"i. Öldüğü zaman inanamadım, çok ani gerçekleşti. Onu canlı söylerken görmüş olmayı çok isterdim. Pop'un kahramanıydı ve onsuz müzik, şimdi olduğu yerde olmazdı. Ölümü bütün dünya için bir kayıp.

Bir zaman makineniz olsaydı ve zamanda ileri-geri, istediğiniz zamanı seçebilseydiniz; nereye gitmek isterdiniz?
Daha genç olduğum zamanlara gitmek ve özellikle de Manchester United'da futbolcu olabilmek için uğraşmak isterdim. Bununla beraber, bir snooker oyuncusu olduğum için çok mutluyum ve kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bir sonraki hayatınızda dünyaya bir hayvan olarak gelseydiniz; hangi hayvanı seçerdiniz?
Muhtemelen köpek olmayı seçerdim. Çünkü eğitilebiliyorlar, insanlarla iyi geçiniyorlar ve bazen de en iyi arkadaş olabiliyorlar. Bir yuva kurup aileye sahip olduğumda, evime bir köpek almak isterim.


Killarney'de en hızlı maksimum seri rekoru!

Six Red World C'ship'te grup maçları devam ediyor. İkinci günün flaş haberleri ise Michael White ve Nigel Bond'dan geldi. 19 yaşındaki Gallerli oyuncu Michael White, sadece 2 dakika 28 saniyede tamamladığı 75'lik maksimum serisiyle, 6 kırmızıyla oynanan Snooker'ın en hızlı maksimum seri dünya rekorunu kırdı. 2007 yılında profesyonel olan, sıralama turnuvalarındaki en büyük başarısı bu sezonki Shangai Masters'ta son 64'e kalmak olan White'ın kariyerindeki en yüksek serisi ise 135'miş. White ile ilgili bir diğer ilginç not ise, oyuncunun yalnızca 9 yaşındayken, 2001 Mart'ında 105'lik bir seriye imza atarak bu alanda da dünya rekorunu kırmış olması!

Günün diğer ilginç serisi ise 44 yaşındaki İngiliz Nigel Bond'dan geldi. Bond, maksimumu 75 olan 6 kırmızıyla "76"lık bir seriye imza attı! Elbette bir free-ball yardımıyla. Benzer bir örneğe 2004 UK Championship elemelerinde Leo Fernandez'le karşılaşan Jamie Burnett imza atmıştı. İskoç Snooker'cı, free-ball'la başladığı serisinde kahverengiyi kırmızı gibi pot yapıp tekrar kahverengiyi almış, sonrasında 15 kırmızıyı da 1 mavi, 2 pembe ve 12 siyah kullanarak bitirmiş, 148'lik bir seri gerçekleştirmişti.

Elbette bu durumun başka örnekleri de var; 148'lik, 149'luk, 151'lik free-ball destekli seriler. Bunların yanında, bir de 155 var ki, 2005 yılında Jamie Cope tarafından bir antrenman maçında gerçekleştirilmişti.

Birkaç saatte binlerce pot!

6 Red World Championship, klişeyi gözümüze sokarcasına, "fırtına gibi" başladı. Toplam 26 grupta, daha ilk günden yaklaşık 100 maç oynandı. Kısacık, heyecanlı maçlar tüm hızıyla akıp gidiyor. Doğal olarak, skorları takip etmek de bir hayli zor bu şartlar altında. Şimdilik, skorları en hızlı şekilde alabildiğimiz kaynak burası sanırım...

http://www.global-snooker.com/Killarney-6-Reds-Snooker-World-Championship-Results.asp

Kadının fendi erkeği yendi!

888.com Six Red World Championship Killarney'de start aldı. İlk gün için söylenebilecek en yerinde söz: Kadının fendi erkeği yendi! Kadınlar dünya şampiyonu Reanne Evans, erkekler dünya şampiyonu John Higgins'i mağlup etti ve grup maçlarına süper bir başlangıç yaptı. Ding gazisi Higgins, pazar gecesi oynadığı final maçından sonra iki gün bile geçmemişken çıktığı Evans kapışmasında yorgun gözüktü. Elbette bunlar bahane değil! Evans, karar frame'inde yaptığı 51'lik seriyle (maksimum serinin 75 olduğunu hatırlatalım) 4-3 yendi ünlü rakibini.
"John, yoğun geçen haftadan sonra tam kapasite değildi ama fırsatları da değerlendirmek lazım. Bu, benim en güzel galibiyetlerimden biri. John dünya şampiyonu, geçici sıralama 1 numarası ve daima bu oyunun en iyilerinden biri olarak hatırlanacak. Maçı bitirişimden çok memnunum. Bir sürü izleyici vardı ve bu beni strese sokmak yerine daha iyi oynamaya itti."
Reanne Evans'a mağlup olan Higgins, turnuvadaki ilk maçında ise James Corbett'i 4-1 mağlup etti ve gruptan çıkma şansını sürdürdü. Evans ise ilk maçında Aaron Doran'ı 4-1 yendi.

İlk günün bir diğer sürprizi ise Ricky Walden'ın İrlandalı Declan Brennan'a 4-3 kaybetmesi oldu. Videolu 6 top anlatımıyla kafalarda soru işareti bırakmayan Ken Doherty ise vatandaşı John McBride'ı 4-1'le geçerek grup maçlarına iyi başladı. Hem oynadığı oyundan hem de 6 aylık zorlu çalışmanın ardından turnuvanın sorunsuz başlamış olmasından çok mutlu olduğunu söyleyen Doherty, bilindiği gibi, turnuvanın organizatörlerinden biri.

Alex Higgins ise ilk maçında İrlandalı Alex O'Donoghue'den frame alamadı: 4-0. 60 yaşındaki efsane, kalabalık bir seyirci topluluğu önünde oynanan maçın ilk frame'ini son siyahta kaybettikten sonra geri dönemedi ve ilk mağlubiyetini aldı. 60 yaşındaki efsane, ikinci maçından da aynı skorla ayrıldı ne yazık ki. Michael Holt'a da aynı skorla, 4-0 kaybetti ve ikinci maçında da frame alamamış oldu.

Mark Williams Dane Mulpeter'i 4-1 yenerken, Joe Perry genç İrlandalı Oliver Browne'ı ve Mark King de bir diğer İrlandalı Alan Cleary'yi süpürdü: 4-0.

Turnuvada yarın da 'Round Robin' maçlarına devam edilecek. Gruplarında ilk 3 sırayı alan oyuncuların yer alacağı ilk tur maçları ise perşembe günü başlayacak ve Eurosport'tan yayınlanacak. Turnuvayı kazanan oyuncu 10 bin Euro'yla ödüllendirilecek.

Turnuva hakkında detaylı bilgi için resmi internet sitesine girebilir, maç skorlarını ise buradan takip edebilirsiniz.

15 Aralık 2009 Salı

Ken Doherty'den uygulamalı 6 top dersi

1997 Dünya Şampiyonu İrlandalı Snooker oyuncusu Ken Doherty, bugün başlayan ve bu yıl ilk kez düzenlenen Six Red World Championship (6 Kırmızı Dünya Şampiyonası) hakkında snooker masası başında açıklamalar yapmış. 40 yaşındaki ünlü oyuncu, bir video ile, organizasyon ve katılımcılar hakkında bilgi verirken, diğer yandan da kırmızılı versiyonunun geleneksel snooker'dan farkını açıklamış.

6 kırmızıyla oynanan snooker'ın geleneksel snooker'dan kural olarak hiçbir farkı olmadığını söyleyen Doherty, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Bu, Twenty/20 cricket'in snooker versiyonu sayılabilir. Frame'i kazanmak için 6 kırmızı ve 6 renkli bulmalısınız, yoksa kaybedersiniz! Bu da oyunu daha heyecanlı yapıyor. Geleneksel snooker'dan çok daha hızlı ve daha ateşli. İlk kırmızıyı bulanın frame'i neredeyse kazanacacağı, maksimum serilere tanık olunabilecek bir versiyon. Özellikle Asya'da yaygın olarak oynanıyor. Tayland'daki bir turnuvada 6 kırmızıyla yaklaşık 2,5 dakikada maksimum seri, yani 75 yapılmıştı."
Şampiyonanın açık bir turnuva olduğunu, dolayısıyla dünyanın dört bir yanından, Brezilya, Hindistan, Çin, Avustralya ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden amatör ve profesyonel oyuncuların yarışacağını ifade eden Ken Doherty, iştah kabartan katılımcı listesi hakkında da hatırlatmalar yapmış: "John Higgins, Stephen Hendry, Shaun Murphy gibi büyük isimler burada olacak. İlk 20'den 17, ilk 64'ten ise 50 oyuncu şampiyonluk için mücadele edecek."

Ken Doherty'nin sözlerine bir ekleme de biz yapalım: Turnuvaya 5 kez kadınlar dünya şampiyonu olan Reanne Evans, snooker efsanesi Alex Higgins gibi isimler de katılıyor. Detaylı bilgi için; bakınız...

Bu arada, Ken Doherty ise Grup-Z'de Leonard Shanahan, Lee Gorton, Lewis Miles, John McBride ve Sascha Ruhberg ile kapışacak. Turnuva 17 ve 18 Aralık'ta Eurosport'tan takip edilebilecek.

Ken Doherty'nin gayet tatmin edici anlatımını izlemek için; TIKLAYINIZ!

 
Snooker Türkiye Copyright © 2009 Blogger Template Designed by Bie Blogger Template