
9 frame alanın kazanacağı maçın ikinci seansında tabelada "Higgins:8-O'Sullivan:2" yazıyordu. İzleyen hemen hemen herkes maçın yakında biteceğini düşünmeye başlamıştı ama derinlerden bir yerlerden gelen ses sürekli, "Bu maç uzamalı, bu maç böyle hemencecik bitmemeli" diyordu. Ne de olsa Ronnie, bundan yaklaşık 13 sene önce, 5 Ocak 1997'de benzer bir geri dönüş yapmıştı. 1997 Liverpool Victoria Charity Challenge finalinde Stephen Hendry ile karşılaşan Rocket, 8-2 geriye düştüğü maçta 8-8'i yakalamış; fakat Hendry'nin karar frame'indeki cevabı çok ağır olmuştu: 147! İşte o maçın bir benzeri yaşandı dün gece... Kariyerindeki en iyi geri dönüşüne, sekiz yıl önce bu turnuvada Peter Ebdon'ı 8-4 geriden gelip 9-8 mağlup ederek imza atan Ronnie, kendi rekorunu kırmaya çok yaklaştı ama olmadı.

Maçı kısaca özetlemek gerekirse; ilk seans 6-2'lik Higgins üstünlüğüyle geçildi. Beklenenin aksine, ikinci seansa da hızlı giren İskoç oyuncu oldu. Bir de 100'lük seri sıkıştırarak (109) durumu 8-2'ye getirdi. İşte bu andan itibaren roller değişti. Skoru önce 8-3'e getiren O'Sullivan, 134'lük harika bir masa temizlemeyle seans arasına 8-4'le girdi.
13. frame ise bir hayli ilginç olaylara sahne oldu. Frame'in başında, güzel bir seriye başlamışken renkli topta kendine snooker bırakan O'Sullivan, tam 6 kez bantları dolaşarak kahverengi ya da sarı bulmaya çalıştı ama başaramadı. Rakibine 31 sayı kaptıran Rocket, yedinci denemesi sırasında, köprü kurarken eliyle siyah topa değdi. Böylece "miss" kararı ortadan kalktı ve Ronnie'nin renkli görme zorunluluğu kayboldu. Ronnie koşar adımlarla sandalyesine oturdu; uygun durumda bir kırmızı bulamayan Higgins ise O'Sullivan'ın gelip atışı tekrarlaması gerektiğini söyledi. Bu itiraza rağmen, kuralı açıklayan tecrübeli hakem Jan Verhaas, Higgins'in devam etmesi gerektiğini söyledi Higgins'in bütün hoşnutsuzluğuna karşın. Sonuç olarak, bu maceralı frame de muhteşem yeşil potunun da yardımıyla Ronnie'ye gitti: 8-5.

UK'de son kez iki sene önce yarı final oynayan Ronnie, karar frame'inde 147 yapmış ve finale çıkmıştı. 'Yine 147'ye mi gidiyor' derken, şanssız bir vuruş sonrasında, henüz çok başlarda olan kırmızı-siyah oyunu bitti. Masaya gelen Higgins, çok zor potlardan oluşan 56'lık serisiyle finale adını yazdırdı.
"Eğer 8-2'den maçı kaybetseydim, bu mağlubiyet yıllarca peşimi bırakmayacaktı. Bununla yaşamak zorunda kalmadığım için çok şanslıyım" diyen Higgins, sözlerine şöyle devam etti: "Skor 8-8 olduğunda, baskı tekrar Ronnie'ye geçti. Son frame'lerde otomatik pilota alırsınız çünkü üzerinizdeki baskı çok büyüktür. Tekniğiniz ve saatler boyu yaptığınız antrenmanlar size bunu getirir."
Higgins, 13. frame'de yaşanan tartışmanın oyununu etkilediği iddiasına da karşı çıkarak, "Oyunumu asıl etkileyen, bir sonraki frame'de 32'lik serinin sonunda kaçırdığım pembe oldu. İşte orada dağılmaya başladım" dedi.
Finalde genç Çinli Ding Junhui ile karşılaşacak olan Higgins, bu maç için de, "Yarınki maça hazır olacağım. Bu akşamki maç 9-8 bitmesine rağmen, akışkan bir oyun vardı. Ding tekrar kapasitesi nispetinde oynamaya başladı. Sezona çok iyi girdi. Dolayısıyla büyük bir mücadele olacak" dedi.
Final oynama şansını dramatik bir şekilde kaybeden Ronnie O'Sullivan ise,
"John, 8-2'den itibaren çeşitli şanslar buldu ama kendisine yakışmayacak şekilde kullanamadı bunları. 8-8'i yakalamak güzel ama John'un kazanması normaldi, maçın adil skoru belki de 9-4 olmalıydı. Topları çok ince ya da çok kalın görüyordum ve pot açılarını yakalayamıyordum. Bu sezona başlarken kendimle bir anlaşma yaptım; kazandığımda heyecanlanmayacak, kaybettiğimde ise hayalkırıklığına uğramayacaktım. Aksi takdirde sıkkın ve kızgın hissediyorum ama hayatım böyle geçsin istemiyorum"diye konuştu.
O'Sullivan, 13. frame'deki o tartışmalı faul konusuyla ilgi olarak da şunları söyledi: "Kuralın ne olduğunu bilmiyorum ama siyah topa bilerek dokunmadım. Sarıyı defalarca göremememe inanamıyordum. Sandalyeme geri döndüm; John'un pot yapabilecek bir pozisyona sahip olduğunu düşünüyordum. Fazlasıyla kafam karışmıştı, çünkü tuhaf bir pozisyondu."
Higgins de konuyla ilgili olarak, "
Ronnie'nin kasıtlı olarak faul yaptığına milyonda bir ihtimal bile vermiyorum. O, bu oyunun en büyük oyuncularından biri. Jan (Verhaas) muhtemelen böyle bir olayla daha önce karşılaşmamıştır ve bundan sonra da karşılaşacağını zannetmiyorum; fazlasıyla tuhaf bir pozisyondu. Sadece kuralı uygulamaya çalışıyordu ama karar, belki de hakemin takdirine bırakılmış olmalıydı böyle pozisyonlarda"diyerek, Ronnie'nin bilerek faul yaptığı iddialarına katılmadığını açıkça ifade etmiş oldu.
Bu arada, tarihi bir maça imza atan ikilinin, 1996 yılından kalma bir maç sonrası röportajlarını işte buradan izleyebilirsiniz...
3 yorum:
Öncelikle, Ronnie bilerek ya da isteyerek faul yapacak bir oyuncu değil, biliyoruz bunu. Fakat 13. frame'de o pozisyon, o an çok çok farklıydı. Verhaas, ''foul, John Higgins ..' diyene kadar Ronnie koltuğuna oturmuştu bile. Ben ne yazık ki bu faul için, 'kesinlikle' kelimesini kullanamıyorum..
Hem maç bana göre Ronnie'nin olmalıydı, mütevazilik yapıp maç John'un kazanması normaldir diyecektir tabii. 8-2den 8-8 yapmasına Higgins nasıl izin verdiyse, 9-8i de Ronnie'nin yakalaması normal olurdu pekâlâ..
Bana maçı izlerken nedense, Ronnie 8-8'e getirip 147'yle bitirmek istiyormuş gibi geldi. Şanssız bir atışla serisi daha başında sona erince maç da bitti sanırım kendisi için:)
Şansı hala varken Higgins'in elini öylece sıkıp koşarak gitmesi, 147 getiriyor akla tabii. Haklı olabilirsiniz. :)
Yorum Gönder